28 Nisan 2010 Çarşamba

Ferrari Olmak

Hafta sonu start alan Formula 1 Bahreyn Grand Prixi, çöl kumlarından daha ince hesaplarla Ferrari’nin dublesiyle sonuçlandı.

Cumartesi günü yapılan sıralama turlarının ardından pistte, Red Bull’un hızı, Schumacher’ in potansiyel sürprizleri ve McLaren’in şampiyon pilotları konuşuluyordu. Tüm otomobillerin hemen hemen aynı standartlara getirilmesi, yeni kuralların ardından takımların maddi güçlerinin ikinci planda kalması yarışın seyir kalitesini geri getirmek açısından başarılı olmuş izlenimi veriyordu.

FIA bu sene, son yıllarda azalan ilginin ve mücadelenin geri gelmesi adına tüm hamlelerini yapmıştı. Heyecanı, reji kalitesi ve yarışı hissettirmek adına yapılan uygulamalar başarılı oldu.

İyi başlayan yarış, yerini zaman zaman motor seslerine ve orta sıralardaki ikili, üçlü kapışmalara bıraktı. Start ile birlikte Alonso ve Massa ile 2. ve 3. pozisyonu alan Scuderia Ferrari (Ferrari Takımı) motor sporlarının nasıl anlık değişimler gösterdiğini bilirek, konsantre kaybı olmadan dikkatli takiplerini sürdürdüler. Bir saatlik bölümün ardından çöl iklimi ve aşırı nem güçlü motorları oldukça zorluyordu. İşte tam bu noktada ortaya çıkan Ferrari, gücü ve dayanıklılığı ile podyumda duble yer almayı bildi. Vettel, çok iyi başladığı sezonun ilk yarışında hüzünlü bir finish gördü. Mercedes’ li Schumacher ve Rosberg Avrupa kıtasında iddaalı olacaklarının sinyallerini verdi. Orta sıralardaki heyecan sponsorları sevindirecek boyutlara geldi. Özellikle Formula 1 gibi rakamların ve gelişimlerin çok önemli olduğu motor sporları dünyası, tecrubenin, ciddiyetin ve kalitenin karşılığının nasıl alındığını bir kez daha görmüş oldu.

Otomobil sanayisinin efsane ismi Enzo Ferrari tarafından 1929 yılında kurulan Scuderia Ferrari (Ferrari Takımı), ilk yıllarında Alfa Romeo’ nun yarış takımı olarak görev yaptı. Ardından 1947 yılında yine aynı isim tarafından Ferrari markasının üretimine alındı. Takvimler 1951 yılını gösterdiğinde İngiltere’ nin yağmurlu günlerinden birinde Formula 1’ deki ilk zaferlerini tatmışlardı. Aradan geçen yıllar Ferrari’ ye 200 den fazla grand prix zaferi, 15 den fazla da markalar şampiyonluğu ve birçok rekor getirmişti. Genellikle yarış sonlarında 1’30’’ lik zaman dilimi içerisinde sıralanan pilotlar iyi performans sergilemeye başladıklarında, ya da farklı bir markanın şampiyonluğuna katkıda bulunduklarında akıllarına ilk gelen acaba Ferrari ile çalışır mıyım? sorusudur. Mika Hakkinen gibi nadir bir kaç pilot dışında hep böyle olmuştur. Formula 1 de en yüksek kariyer noktası Ferrari ile çalışmak, onunla yarışmaktır.

Ferrari 2010 sezonuna tüm rakipleri karşısında, podyumdaki duble gövde gösterisi ile başladı. Herkesin geçmeye çalıştığı kırmızı otomobiller güçlerini bir kez daha gösterdi. Tüm dünyaya yayılmış Tifosiler daha ilk yarışın ardından oldukça ümitlendiler ve takım oyununu, hızı, gücü ve dayanıklılığı ayakta alkışladılar.

28 Mart’ta Avustralya’da yapılacak sezonun ikinci yarışında buluşmak üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder