18 Mayıs 2010 Salı

Efsanelerin Pisti

Heyecan verici bir sezon yaşayan Formula 1 dünyasının, en prestijli yarışı olan Monaco Grand Prix' inin ardından herkese merhaba.

Formula 1 yarışlarının yapılmaya başlandığı 1950 yılından bu yana takvimde yer bulan ve 1955 yılından bu yana kesintisiz olarak yapılan Monaco Grand Prix' i, bu yıl da beklendiği gibi heyecanlı ve güzel geçti. F1 tarihinin en eski ve prestijli pisti olarak kabul edilen bu pist, 56 yıllık tarihi boyunca bir çok zafere sahne oldu.

Vatikan' dan sonra dünyanın en küçük ülkesi konumunda olan Monaco, Prensleri ve Monte Carlo kumarhaneleri ile ün kazanmış, normal yolların pist haline getirilmesi ile de hız tutkunu pilotların birincilik mücadelesinde yıllar boyu ev sahipliği yapmıştır. Bu prestijli pist, F1 tarihindeki tüm pilotların podyum rüyalarını süslemiştir.

Formula 1' in en özel pisti olarak görülen ve tüm pilotların hayallerini süsleyen grand prix, çok iyi bir sezon geçiren Red Bull Racing takımının dublesi ile sona erdi. Bu önemli yarışı 1.50.13' lük derecesi ile kazanan M. Webber, efsane pilotlar arasındaki yerini alarak rüyalarını gerçeğe dönüştürdü.1950 yılında yapılan ilk Monaco Grand Prix' ini kazanan Juan Manuel Fangio, beş birincilikle Graham Hill,
Niki Lauda, Alain Prost, Michael Schumacher, bu pisti efsane statüsüne eriştiren ve geçtiğimiz haftalarda ölüm yıldönümünü büyük bir hüzünle andığımız, Aytron Senna Da Silva gibi isimlerin arasında yer bulmak Mark Webber için unutulmayacak bir tecrube olsa gerek. Bir çok pilotun dünya şampiyonu olmak yerine Monaco' da kazanmayı tercih etmesi, bu pistin ne denli önemli olduğunun bir başka kanıtı.

Sezonun flaş ekibi Red Bull' un, Alman pilotu S. Vettel, damalı bayrağı ikinci sırada geçerek Red Bull' u markalar şampiyonasında liderliğe taşıdı. Sıralama turlarına ve hafta sonuna damgasını vuran Renault motoru, R. Kubica' nın kazandığı üçüncülük ile podyumda gövde gösterisi yaptı. Pistin kirli bölümünden kalkan Kubica, aracına patinaj çektirerek kalkış sırasında Vettel' e geçildi. Son 6 Monaco Grand Prix' in de pol pozisyonda başlayan pilotların birinciliği ile sonlanan yarışa, ilk sırada başlamanın önemini bilen takımlar, sıralama turlarında pol pozisyonunu alabilmek için çalıştılar. Ancak sezon başından bu yana pol pozisyonunu kimseye bırakmayan RB6' lar, Monaco' da da avantajlarını koruyarak sezon için
önemli puanlar toplamaya devam etti.

Ferrari takımının deneyimli ve istikrarlı pilotu Felipe Massa, grand prix i dördüncü sırada bitirerek, Ferrari' yi yarışın içinde tutmaya devam etti. Antrenman turlarında yaptığı kazanın ardından otomobilini değiştirerek yarışa pit alanından başlayan F. Alonso ise, çok iyi performans gösterdiği grand prix' de altıncılık ile yetindi. İyi bir hafta sonu geçirmeyi hedefleyen Mc Laren' den L. Hamilton, beşinci olarak finiş görürken takım arkadaşı J. Button, henüz ilk turda motor arızası ile yarış dışı kalarak hafta sonunu erken kapatan isimlerden oldu. Mercedes Gp' nin tecrubeli pilotu M. Schumacher, altıncılık savaşını son viraja kadar sürdürdü. Son
virajda yaptığı hatalı geçiş ise 20'' ceza almasına ve 12. gerilemesine neden oldu. Sumi, kazanacağı puanlara da böylelikle veda etmiş oldu. Yedinci olan takım arkadaşı N. Rosberg ise, mücadelesinin karşılığında puan kazanmayı bildi.

Yirmi dört otomobilin start aldığı, özellikle vites kutuları için adeta bir sınav olan Grand Prix' i, toplam 12 otomobil bitirdi. Kazalar, motor ve süspansiyon sorunları yarış geneline yayılırken, güvenlik aracını 4 kez pistte, M. Webber' i yavaşlatırken gördük. Zaten usta pilotu yavaşlatabilecek tek unsur da, güvenlik aracı idi. R. Barrichello' nun yaptığı kazanın ardından 20.000 pound luk direksiyonu yola fırlatması bu yarışa verdiği önemi gösterir nitelikteydi.

Kazaları, en hızlı tur zamanları, kazanmaya programlanmış pilotları, en iyiyi bulmaya çalışan mühendisleri, yarış otomobilleri kadar güzel güvenlik aracı ve 78 turu ile hızın en çok hissedildiği Monaco Grand Prix' ini geride bıraktık. Tarihe tanıklık edercesine yaşadığımız bu altın sezon, hız savaşının en üst seviyeye geldiği
zamanlardan. Teknolojik gelişmelerin, neredeyse anlık olarak araçlara eklendiği, ortalama 8000 parçadan oluşan bu hız makinaları, her sezon ve hatta her yarışta daha hızlı olmak için yarışıyor. Hız ve estetiğin bu güzel uyumunu izlemek ve şahit olmak ise gerçekten mükemmel bir haz veriyor.

Ülkemizin ev sahipliğini yapacağı, sezonun yedinci yarışı İstanbul Grand Prix' i bundan tam iki hafta sonra geçilecek. Tarihe tanıklık etmek ve oradaydım diyebilmek için önümzde iki hafta var. Sadece bu hız makinaları için oluşturulmuş takvimin en yeni pistinde, damalı bayrağın altından ilk kimin geçeceğini canlı olarak görmek, dünya şampiyonu pilotların direksiyon savaşını izlemek, oldukça heyecanlı olacak.
Biletlerin neredeyse tükendiği, bu mükemmel pistin trübünlerinde yerinizi almak için sayılı günler kaldı.

İstanbul Park' ta yapılacak sezonun yedinci yarışından önce görüşmek dileği ile. Hız ve mücadele sizinle olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder